1. Anasayfa
  2. Erasmus
Trendlerdeki Yazı

Atina Gezi Rehberi


1

Atina nüfusu, Atina’da ne yenir, Atina’da gece hayatı, Atina turu, Atina yaşam, Atina’da eğitim, Atina gezi rehberi, Atina gezilecek yerler ve daha fazlası bu yazımızda.

Atina Nüfusu

10.72 milyon nüfusu olan Yunanistan’ın 3.153 milyonu Atina’da yaşar. Yukarıda gördüğünüz Monastiraki Meydanı olup, Akropolis eteklerindedir. Benim için Atina’nın en büyülü yeri Akropolis’in olduğu yerdir. Yunanlara göre çok kalabalık olan Atina, İstanbul görmüş bizler için çok da büyük bir şehir değildir. :)

Telegram Grubu

Atina’da Ulaşım

Havalimanı ve Pire limanından merkeze ulaşım: Yeni bir ülkeye ya da şehre gideceğim zaman ilk araştırdığım şey: Şehir merkezine nasıl gidilir? olmuştur. Bu sebeple önce size Atina’nın merkezine nasıl ulaşabileceğinizi anlatmak istiyorum. Havalimanından metroya binerek, 10 Avro karşılığında mavi hat ile Syntagma’ya yaklaşık  45dk’da veya havalimanından dışarı çıktığınızda otobüs ile 6 Avro karşılığında Syntagma’ya yaklaşık 1 saat içinde ulaşabilirsiniz.

Not: Biletleri gişelerden ya da bilet otomatlarından kolaylıkla temin edebilirsiniz.

Pire limanından Monastiraki’ye gitmek için: Limandan çıktığınızda Pire metrosunu kolaylıkla görebilirsiniz ya da birilerine sormanız yeterli olacaktır. Sadece yeşil hat olan Pire metrosu sizi Monastiraki’ye kadar ulaştıracaktır. Syntagma’ya yani parlementonun olduğu yere sadece yürüme mesafesi olan Monastiraki’de yeşil ve mavi hattın bulunduğu metro istasyonu var. Monastiraki ve Syntagma, mavi hat ile sadece bir duraktır. Ancak yürümek isteseniz bile maksimum 10 dakikada Syntagma Meydanı’na ulaşabilirsiniz. Ermou Sokağı’ndan yukarı çıkarken çeşitli alışveriş dükkanlarını göreceksiniz.

Not: Pazar günleri genelde bütün dükkanlar ve alışveriş merkezleri kapalıdır. Gün içerisinde de 14:00’den sonra çoğu dükkan tıpkı İspanya’da olduğu gibi siestaya girer ve akşam üzeri tekrar açılırlar. Syntagma Ermou’da dükkanlar genelde açıktır.

Syntagma

Kırmızı hattın da bulunduğu Syntagma metrosu size daha fazla seçenek sunmaktadır. Biletleri metro girişindeki makinalardan İngilizce seçeneğini seçerek günlük, haftalık ya da aylık seçeneklerle edinebilirsiniz. 90 dakika içinde kullanabileceğiniz bilet bedeli 1,20 Avro’dur.

Atina’da Gezilecek Yerler

Peki Atina’ya geldik de şimdi ne yapacağız? Atina’da gezilecek yerler hakkında kısa kısa bilgiler aktarayım istedim. Öncelikle Atina’ya hoşgeldiniz. Türk olarak bize çok benzeyen Yunanlar sizi arkadaşça kucaklıyor olacaklardır. Ancak şu yemek senin, bu tatlı benim muhabbetine girmeden karşılıklı rakınızı yudumlasanız daha iyi olur. :) Benim için en büyülü olan yer öncelikle Akrapolis’tir. Yaz sezonu başlamadan gelirseniz ilk ayın ilk pazarı müzeler ücretsiz olacaktır. Aksi taktirde Akropolis’e giriş için 20 Avro ödemeniz gerekecektir.

Akropolis’e gitmeden önce karnınızı doyurmanızı ve iyi bir Suvlaki yemenizi tavsiye ederim. Suvlaki; tavuk ve et seçenekleri ile -(içindekiler- patates, domates, marul, sos ya da sarımsaklı yogurt(caciki) – sizi kesinlikle tatmin edecektir. Üstelik fiyatı da 2,30-2,50 Avro aralığındadır. Monastiraki meydanına çok yakın Misafir‘de ister ilk katta isterseniz üst katta Akropolis ve şehir manzarası ile Suvlakinizi yiyebilirsiniz.

Atina ilk Akropolis’de kurulmuş ve Plaka denilen alandan şehre doğru yayılmıştır. Plaka sokakları Yunan adalarını andırır ve orada fotoğraf çektirmenizi ve birşeyler içmenizi öneririm. :)

Plaka’dan yürüyerek Akropolis’e kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Pazar günleri bu alanda yürüyüş yapmak gerçekten insanda harika bir his uyandırıyor. :)

Exarchia

Merkeze yine çok yakın olan Exarchia; birçok anarşist kitapçı ve diğer kitap dükkanlarını, şirin kafeleri, barları ve tavernaları ile özdeşlemiş şirin bir yer. Monastiraki ve Plaka’ya oranla daha ucuz olan bu bölgeye bir süre polisler giremiyordu ( Son seçimlere kadar). Yeni Berlin diye adlandırılan bu sokaklardan birkaç resim paylaşmak istedim. Grafitiler gerçekten çok güzel … :)

Atina’yı anlatmak maalesef bunlarla da bitmez ama size birkaç küçük öneri ile bitirmem gerekiyor. Yakın adaları Agistri ve Aegina’yı ziyaret etmeyi unutmayın. Pire limanından yalnızca 45 dakika-1 saatlik mesafededir. Biletleri internetten ya da limandan alabilirsiniz. Online bilet almak için tıklayınız.

Stavros Niarhos Parkı, Filisvos Marina’yı da gezmeyi unutmayın. Ayrıca deniz manzaralı Alimos’da To Nisi’de yemek yemenizi öneririm. Kalabalık giderseniz 15 Avro karşılığında istediğinizi yiyip içebilirsiniz. Roze şarabını kesinlikle öneriyorum. :)

Veee, aslında İtalyanca adı olan ama Yunanlar tarafından daha fazla tüketilen kahveleri Freddo Cappuccino ve Freddo Espresso’yu kesinlikle deneyin ve tatilinizin tadını çıkarın !

Yazmak benim için bir tutkudur. Yazmak kadar güçlü bir diğer tutkum ise seyahat etmektir. Seyahat edin! Atina’da iş bulup, Atina’ya taşınmaya karar verdiğimde gözümün önüne ilk gelen Yabancı Damat sahneleri olmuştu. Sizleri de çok ayrıntılı olamasa da 3 yılda biriktirdiğim Yabancı Damat sahnelerinden hatırladığımız Atina sokaklarına götüreyim istedim. Umarım faydalanacağınız bir yazı olmuştur.  

Unutmayın herşey bu ülke de ‘arga arga, siga siga’ yani ‘yavaş yavaştır’. Kahvenizi yavaş yavaş yudumlarken, tatilinizi de yavaş yavaş geçirmeniz dileğiyle. Iyi Tatiller! Kales Diakopes! :)

Komşudan anlatacaklarım şimdilik bu kadar. Sizler de anılarınızı bizimle paylaşabilir, soru ve görüşlerinizi yorum kısmından bizlere ulaştırabilirsiniz.

Ebru DEMİR – Atina Üniversitesi Yüksek Lisans öğrencisi

Yunanistan ile ilgili tüm yazılara ulaşmak için tıklayınız.

Ben kimim? Size kendi ağzımdan otobiyografimi yazıyor olacağım. 1992 yılında Eylül ayının sonunda Antalya’nın minik ve şirin sahil şehri olan Finike’de dünyaya geldim. İlkokul ve lise yıllarımı aynı şehirde geçirdim ve Anadolu lisesinden mezun oldum. Psikoloji okumak isterken kendimi Siyaset Bilimi ve KamuYönetimi Bölümü’nde Pamukkale Üniversite’sinde buldum. Malum bilirsiniz bir sene daha üniversiteye hazırlanmak istemedim. Bir yıllık İngilizce hazırlık sürecinden sonar bölüme başladığımda yavaş yavaş bölümümü sevdim. Akademisyen olmaya heveslenmeye o dönemlerde başladığımda, daha fazla gezmem, öğrenmem gerektiğini kavradım. O dönemin bölüm başkanı olan Evinç Torlak hocam bana iyi bir akademisyen olmak istiyorsan once pişmen gerekir, başka yerlerde çalışman ve seyahat edip, öğrenmen gerekir demişti. 27 yaşındayım ve o zamandan bu zamana 20 ülke gezdim.İki kere Erasmus yaptım. (Toplam bir sene olacak şekilde). Bunlardan Azerbaycan hariç hepsi Avrupa ülkesidir. Ben Paris’e Venedik’e gideceğim diye hayaller kurarken üniversiteden arkadaşlarım çok derinlere dalma, gerçekler Muş diye tepkilerle bana şakalar yapardı. Çok zengin bir aileden gelmiyorum arkadaşlar orta gelirli iki çocuklu bir aileden geliyorum. Ancak hayallerim benim sınırlarımı belirliyordu. Her şey ikinci yılımda Erasmus’a başvurduğumda başladı. Kazanamazsın, çok az kişi gidiyor diyenlere aldırmadan başvurdum. O zamanlar puanım Romanya’ya yeterken, onda bile yedek listesinde kalmıştım. İnancım asla bitmedi ve mucize gerçekleşti. O yıl yedekten 10 kişi daha aldılar ve Romanya maceram başladı. Romanya Avrupa Birliği’ne üye olmadığı için hayallerimdeki ülkeler için yeniden vize almam gerekiyordu. Ben ise Erasmus bursum ile Romanya’yı dolaşmayı tercih ettim. (Öğrenci vizesi ve Erasmus için ayrıca bir yazı yazıyor olacağım. ) Romanya dönüşü, aktif olduğum Denizli’deki Avrupa Gençlik Derneği’nde Avrupa Birliği projelerini desteklemeye başladık. Bilinçlenmeye başladığım bu yıllarda Azerbaycan’da Avrupa Projesi bulup, bir haftalığına orayı ziyaret ettim. (Bileti önceden alıyorsunuz onlar sonra size geri ödüyor bu parayı. Üstüne size kalacak yeri ve 3 öğün yemeğinizi veriyor. Detayları sonra…) Tabi hayaller hala Paris, Venedik iken durmak olmazdı. Giderek popular olmaya başlayan Aykut Yılmaz’ın arkadaşları ile kurduğu dernek, otobüs ile Avrupa gezisi ayarlamaya başladı. Bütün yazımı kuzenimin yazlıktaki dükkanında çalışarak gereken parayı biriktirdim. Ve bir sonraki yazım hayatımın en muhteşem yazı oldu. 17 günde 15 ülkeyi otobüs ile gezerek hayatımın en mükemmel anlarını yaşadım. Döndükten sonar İtalya’ya aşık olduğumu farkettim ve dernekte İtalyanca bilen arkadaşlardan kurs aldım. Sonrasında Erasmus+ ile yeniden Erasmus’a başvurdum ve geri kalan 5 aylık hakkım ile yeniden Erasmus’u kazandım. Bu sefer hazırlık ortalamam hayatımı kurtarmıştı. Sonrasını tahmin ederseniz… Türkiye’yi bilirsiniz. Akademisyen olmak isterseniz YDS ve denk bir profesyonel dil sınavı sonucu sorarlar. Aynı üniversitede bir yıl hazırlık okursunuz. Kendi üniversiteniz bile size YDS, Ielts ya da Toefl sorar. 2 kere Erasmus yapmışsınız, onur öğrencisi ile mezun olmuşsunuz farketmez. Böylece arkadaşlar kendi üniversitemden yüksek lisansı kazanadım. Bu dönemde artık iş tecrübesi edinmem ve para kazanmam gerekiyordu. Çeşitli özel sektörlerde çalıştım ve sonrasında Avrupa’ya dönmeye karar verdim. 6 aylık İstanbul yaşamımdan sonar parayı yaşamak için kazanmamız gerektiğini fark ettim. Yunanistan’da adını şu an buradan vermediğim bir şirket tarafından X firması için çağrı merkezinde çalışmak adına işe alındım. Vize işlemlerimi hallettiler, biletimi aldılar ve 15 günlük otel konaklaması verdiler. En ihtiyacım olan zamanda, ihtiyacım olan şeydi. O gün bugün üstünden 3 sene geçti hala Atina’dayım. Geçen sene Yunanistan’ın en iyi üniversitelerinden biri olan Atina Üniversite’sinde Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi alanında, Güneydoğu Avrupa Ülkeleri üzerine yüksek lisansa başladım. Kendi okuduğum üniversitem benim YDS’imi yetersiz bulurken, Atina Üniversitesi %100 ingilizce olan bölüm için hazırlık ortalamamı kabul etti. Evet arkadaşlar. Hayal edin. Seyahat edin. Ve hayallerinizin peşinden gidin istiyorum. Umuyorum bu küçük otobiyografim size ilham olur. Her zaman gülümsemeniz dileklerimle !!!

Yazarın Profili

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorumlar (1)

  1. Siteyi yeni keşfetim. Atina hakkında herşeyi yazmışsınız tebrik ederim. Hanya ve Selanik gezi yazılarını da okudum bu arada onlar da çok etkileyici. Pandemiden sonra Yunanistanı gezmek şart oldu. Kaleminize sağlık. Efharisto !!!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir